Her tıp soğutucu ile ve her şart altında çalışacak mükemmel yağ şimdiye kadar geliştirilememiştir. Piyasada bulunan tüm soğutucu yağı çeşitlerinin avantajları ve dezavantajları vardır ve bunlar tesisatın şartlarına ve tek tek her sistemin kullanımına göre dengelenmelidir.
Yağlarda bulunması gereken özellikler:
1-Düşük sıcaklıkta akışkan halde kalmalıdır.
2-Yüksek sıcaklıklarda kararlı halde kalmalıdır
3-Soğutucuyla metallerle motor izolasyonuyla (hermetik kompresörlerde kullanıldığında) havayla ve diğer kirleticilerle kimyasal reaksiyona girmemelidir.
4-Beklenen çalışma koşulları altında karbona ayrışmamalıdır.
5-Karşılanması gereken düşük çalışma sıcaklıklarına maruz kaldığında mum tortusu bırakmamalıdır.
6-Mümkün olduğunca temiz olmalıdır.
Piyasada soğutucu sistemler için bulunan tüm pratik amaçlı yağlar mineral esaslıdır. Bu yağlar prafin bazlı, naften bazlı, karışım bazlı (naften ve parafının karışımı) olmak üzere üç ana kategoriye ayrılabilirler. Dünyanın değişik yerlerinde bulunan ham petrolden değişik kategoriler üretilebilir. Uygun arıtma işlemleri ağır parafinleri ve naftenleri ham petrolden ayırır. Soğutucu yağlarda önemli olan bazı özellikler ise şunlardır:
1-Viskozite
2-Akma noktası
3-Çökelme noktası
4-Parlama noktası
5-Di elektrik sabitesi
6-Yanma noktası
7-Korozyona eğilimi
8-Oksitlenme direnci
9- Renk
Bir soğutucu yağının veya bir sıvının viskozitesi belli bir takım şartlar altında akmaya gösterdiği direncin bir olcusu ya da daha basitleştirirsek ne kadar koyu veya seyrek olduğudur. Sıvıdan alınan ölçülmüş bir numune belli bir sıcaklıkta kalibre edilmiş bir aralıktan aktığında gecen zaman saniyeler cinsinden onun viskozitesini ifade eder.
Bir yağın akma noktası yağın akabileceği en düşük sıcaklıktır. Çoğunlukla yağın sıcaklığı artık akamayacağı bir noktaya düşürülür ve sonra bu sıcaklığa 3 °C eklenir. Düşük bir akma noktası sistemin tasarım çalışma koşullarında yağın sistemde erişilen en düşük sıcaklıklarda donmayacağının bir göstergesidir. Bütün soğutucu yağlarının değişen seviyelerde mum içerdiği bulunmuştur. Bu mum yağın sıcaklığı yeterince düştüğünde yağın içindeki diğer elemanlardan ayrılır.
Bir soğutucu yağının mumu mümkün olduğunca fazla ayrıştırıldığında (mum yağdan tamamen ayrılamaz) mumun kalanının yağdan ayrılacağı sıcaklığı bulmak için testler yapılır. Mum yağdan ayrıştığında yağ ve soğutucu karışımı bulanıklaşır. Karışımın sıcaklığı daha da düşürüldüğünde yağın içinde kalan mum parçacıkları top top olur veya uzum salkımı şeklini alır. Bu oluşumun görülebilir olduğu haldeki sıcaklık yağın çökelme noktası olarak adlandırılır. Mum soğutma sistemi içerisinde daha soğuk olan bölgelerde birikeceği için (genleşme valfı ve evaporatör) evaporatördeki ısı transferinde bir verim kaybı olacak ve genleşme valfı veya başka bir tıp akış ayar cihazı çok kolay kısıtlanacak veya tıkanacaktır.
Yüksek sıcaklıklı soğutmada veya konfor klimalarında belirli bir yağ kullanılabilir ancak bu düşük sıcaklıklı uygulamalarda yetersiz olabilir. Bu yüzden özel kullanımlar için soğutucu yağı seçerken akma noktası göz önüne alınması gereken önemli bir özelliktir.
Soğutucu yağları çoğu zaman çeşitli sistemlerde yangın tehlikesi teşkil etmese de kullanılacak yağın parlama noktasını bilmek onamlıdır. Parlama noktası yağ buharının aleve maruz kaldığında parlayıp ateş alacağı sıcaklıktır. Bu durum belli bir sıcaklıkta ortaya çıkar yağ kararlığını kaybeder ve bileşenlerinden bazıları ayrışma eğilimi gösterir.Bu yüzden parlama noktasından kaçınılmalıdır.
Pek çok kompresör ve motoru gövde veya muhafazanın içinde birbirlerine hermetik olarak takılmışlardır. Evaporatörden çıkan soğutucu buharda yalıtılmış motor sargılarının içinden geçer. Böyle durumlarda soğutucu yağının elektrik akımının akısına karsı bir direnci olması (yalıtım) gerekir ve bir soğutma sistemi yağlama yağının dielektrik sabitesi bu direncin bir ölçüsüdür. Bir soğutucu yağının yanma noktası akışkanın daha önce tanımlanan parlama noktası ile ilişkilidir. Sıcaklık yağ buharının parlama noktasının üzerine çıkarıldığında ve yağ deney sırasında yanmaya devam ettiğinde yağın yanma noktasına erişilmiş demektir.
Bir soğutucu yağlama yağının içinde sülfür bileşenleri arzu edilmez. Nem bir sülfür bileşeni ile karıştığında sülfürik aşıt oluşur. Günümüz de yağlarda çok önemli bir faktör olarak kabul edilmeyen bu asit bir soğutma sisteminin metal parçaları üzerinde çok korozif bir etki yaratabilir. Çok iyi parlatılmış bir parça bakır yağdan alınan bir numuneye batırıldığında ve 93 °C nin üzerinde sıcaklıklara tabi tutulduğunda iyi bir yağlama yağının minimum derecede korozif eğilim göstermesi gerekir. 3-4 saat kadar bir sure sonra bakır parçası yağ numunesinden dışarı çıkarılır. Eğer parça aşınmışsa veya rengi atmışsa bu yağın içinde çok fazla sülfür bulunduğunun kanıtıdır.
Soğutucu yağlama yağının kararlılığı soğutucu yağlarının parlama noktasıyla bağlantılı olarak anlatılmıştı. Bir yağın kararlığının başka bir göstergesi de kimyasal reaksiyona olan direncidir. Yağlama işlemlerinin çoğunda kullanılacak yağların doymamış hidrokarbonları gidermek üzere arıtılması gerekir. Ancak bir yağ ne kadar arıtılırsa yağlama kalitesi o kadar düşük olur. Soğutmanın ilk zamanlarında bu işlemde kullanılan yağ neredeyse rengini kaybedene dek arıtılıyordu. İyi bir soğutma yağının rengi yağlama özeliklerini kaybetmeksizin hidrokarbonların çoğunluğunun giderildiğini gösteren acık sarı renktir.